Me-ism:

A search by an individual, in the absence of training in

traditional religious tenets, to formulate a personally tailored religion by himself. Most frequently a mishmash of reincarnation, personal dialogue with a nebulously defined god figure, naturalism, and karmic eye-for-eye attitudes.

	-- Douglas Coupland, "Generation X: Tales for an Accelerated
	   Culture"

Ben-ism:

Geleneksel dinî konularda eğitimi olmayan bir bireyin, kendine mahsus terzi dikimi bir din formüle etme arayışıdır. Hayli sıklıkla reenkarnasyon, ışkî manada tanımlanmış bir tanrı figürüyle diyalog, doğacılık ve karmic göze-göz-dişe-diş tavırlarının bir karışımıdır.

    -- Douglas Coupland, "Nesil X: Hızlandırılmış bir Kültüre Hikayeler"

Dinin zamanı olmadığı için zamanın dini bu. Herkeste var biraz, sen ve ben kurtulamıyoruz beniyye dininden. Ben'i susturup, ben'den daha ben sayabileceğimiz kimse yok. Böyle bir söz yok. Kendimizden başka dayanacak kimse bulamıyoruz. Ancak kendimiz de, ne kadar kendimize aitiz, ne kadar başkasının fikrinden mürekkebiz bilemiyoruz. Reklamlar ve insanlar bizi ne kadar etkiliyor, emin değiliz.

Beniyye güzel, çünkü bizi zorlamıyor. Varoluş sıkıntımızı atıyoruz ve yaşamak istediğimiz hayatı yaşamaya imkan veriyor. Çünkü insan, yeniden doğacağına veya Tanrı'nın sonunda hepsini affedeceğine veya ışığa karışıp, kaybolup gideceğine, kısacası bu hayatın bir hesabı olmayacağını düşündüğünde, daha rahat yaşar. Bizi asıl korkutan, Tanrı'nın varlığı veya yokluğu değil, hesap verebilme ihtimalimiz. Ben sana hesap verebilme ihtimalinden korkuyorum.

Hesap vermek. Ne kadar zor geliyor bu. Her gün hesapta olduğumuz halde ve her gün sigaya çekildiğimiz, doğruyla yanlış konusunda her gün bir tercih yapmak zorunda kaldığımızı bildiğimiz halde ve nihayetinde doğru ve yanlışın olduğunu bildiğimiz halde, inkar etmek, etmeye çalışmak, açıkça inkar etmesek de üzerini örtmeye ve düşünmemeye çalışmak ne kadar güzel geliyor.

Beniyye yukarıdaki söz gibi sadece dini eğitim almamışlarda değil, almışlarda da çok sık rastlanıyor. Bulunduğum yer koordinatları dünyanın merkezidir diye bakan pek çok dindar var. Bunu gecekondu misali saçma Yeni Çağ inançlarıyla değil, kadim dinlerin bin odalı saray kabilinden bilgisiyle desteklemeleri nihayetinde mezheplerinin Beniyye olmadığını göstermez. Ben sadece ben değildir, insanın bulunduğu topluluğun o ben'de, basitçe ben saydığımızın kendisinden fazla etkisi vardır. İnsanların pek çoğu kamplarının sözcüsüdür.

Herkes Beniyye mi? Diyecek ki: Benden başka herkes öyle. Düşünseydiler tabii ki kendi yerlerinde değil, benim yerimde olurlardı.

[Ben Kendim Benliğim]