Kendime dair, başıma, sonuma, gelmişime ve geçmişime dair soruşturmalar.
Ben kendim benligim
Kendi için yaşamak
Herkesin kendi için yaşadığına, bencilce hareket ettiğine dair bir önerme mantıklı görünüyor, belki dolaylı olarak bunu isbat etmek de mümkün olabilir ancak insanların doğrudan kendi hazları için yaşadığı düşüncesi biraz havada kalan bir düşünce.
Herhangi bir anne/babaya bakarak bunu görebilirsiniz.
Anne kendi genlerinin daha iyi yaşaması için öyle davranıyor, o sayılmaz diyecekler için de, yeryüzünde herhangi bir getirisi olmadığı halde başkalarının iyiliği için çalışanları işaret edebiliriz. Hatta son dinlendiğim, okuduğum bazı şeyler, mesela piyangodan çıkan parayı başkası için harcayanların, kendisi için harcayanlara göre daha mutlu olduğu yönünde.
Ben kendim benligim
Kendinden Bahsin Dayanılmaz Ağırlığı
İnsanın kendinden bahsetmesi konusunda kendimden bahsedecek olursam çok net bir fikrim yok. Bir yazı okuduğumda, yazı gökten faksla gönderilmiş gibi yapmaya çalışan yazarlara sevgi duyamıyorum ama kendinden başka derdi olmayan da sıkıyor.
Denge lazım demek lazım. Bu konuda (meşhur Pareto prensibinin) %80-20 kuralını söyler kimisi. 4 yazıda başkasından bahsediyorsan, bir yazıda da kendini yazabilirsin gibi.
Kendini işin içine katmamayı, okura saygısından hedefleyen yazarlar eminim vardır. Bana ne senin ne olduğundan gibi.
Ben kendim benligim
Kültür Cephesi
Bugün birkaç Çerkesle konuştum. Bana kendimi Çerkes hissedip, hissetmediğimi sordular.
Hayır dedim, kendimi nasıl Çerkes hissedebilirim?
Ama kendini Çerkes sayanların çoğundan daha donanımlısın dediler.
Amerika’yı da bilirim ama kendimi Amerikalı gibi hissetmem dedim.
İnsanın kendine kimlik seçmeye çalışması, adı Çerkeslik, Kürtlük veya Türklük olsun, gereksiz ve kaybedilmeye mahkum bir mücadele. Kimlik dediğimiz, insanın etrafından suyun mecraında akması tarzında aldığı kültüre dayanır. İnsanın etrafını değiştirmeden kimliğini değiştirmeye çalışması boş.
Su kendi yolunu seçemez ve bulduğu boşluğa doğru akar ve insan da kimliğini seçemez ve boşluğunu etrafında bulduğuyla doldurur.
Ben kendim benligim
Rahatsızlık Fabrikası İnsan
Sanırım haddinden fazla içedönük olduğum için, arının ses üretmesi veya ağacın meyve üretmesi gibi, insanın rahatsızlık üretmesini de doğal karşılıyorum. Karşılayabildiğim ölçüde yani. Mümkünse kaçarak.
O sebeple iyi insan tanımı da bu rahatsızlık üzerinden: İyi insan ürettiği rahatsızlıktan fazlasını tüketendir diyorum mesela. Derdi olmadığı halde, halinden şikayet edip duranların yanında, bunların derdini çözen, çözmeye çalışan ve ortalığa mümkün olduğunca az rahatsızlık verenler var. Onlar iyi insanlar.
Mükemmelen iyi pek insani durmuyor.
Ben kendim benligim
Rüchan
Hiç ruberu görüşmediğim bir arkadaşım rüyasında merhum babamdan işte hayatımı dinlemiş. Babacığım neden benim rüyalarıma değil de, Internet arkadaşlarımın rüyalarına giriyor bilemiyorum. Gören olursa kendisine sorabilir mi acaba?
Babam demiş ki doğduğunda adlarından birini Rüchan koyduk. Arkidiş rüchan kelimesini daha önce duymadığını ve kullanmadığını, anlamına sözlükten baktığını ve üstünlük, efdaliyyet, faikiyyet olduğunu söylüyor ruyabîn dost.
Ah, işte, sonunda beni anlamaya başlayan biri diye mırıldanasım geldi.
Bir keresinde rüyamda kocaman bir kapıdan içeri süzülmüş, içerdeki beyaz harmanili adamların biri tarafından karşılanmış, suratımı seyreden adam, sen İsa’sın demişti.
Ben kendim benligim
Yeni Cinsel Ahlak
Batı’da garip şeyler oluyor. Tek eşlilik kavramını, neredeyse medeniyetinin köşe taşı yapmış ve tüm dünyayı bununla yargılayan adamlar, artık çok da doğal olmadığını söylüyor. Daha önce polyamorous (çok aşklı) ilişkiler hakkında bir iki şey yazmışım [1]_, geçen gün bir de TED konuşması <http://www.ted.com/talks/christopher_ryan_are_we_designed_to_be_sexual_omnivores>__ seyrettim.
Bu konudaki saçmalama miktarı, diğer tüm konulardaki saçmalama miktarının toplamından fazla. Yani cinsellik sözkonusu olduğunda, insanlar bir tuhaflaşıyor; bunu normal kabul etsen bir türlü, anormal kabul etsen başka türlü, kafanı kuma gömüp konuşmasan daha başka türlü laf üretmek mümkün.
Ben kendim benligim
Çayın Şekeri
Belki beş altı senedir çayı şekersiz içiyorum. Hemen her gün bir zamanlar şekersiz çay için neler düşündüğüm aklıma geliyor. Ne kadar zor, ne kadar anlamsız, ne kadar acı ve ne kadar tatsız bir şeydi.
Şimdilerde bilakis şekerin çayın tadını bozduğunu düşünüyorum. Bunu da her sorana söylüyorum. Ağzıma yanlışlıkla şekerli çay girse yüzüm karışıyor.
Kendini tanımak bahsinde ne kadar değişebileceğimi, ifade ederken kuvvetle söylediklerimin bile bir süre sonra tersine dönebileceğimi gösteriyor. O sebeple kendime de her konuda çok güvenmiyorum.
Ben kendim benligim
Övüntü
İnsanın kendini övmeden başkasını övmesi mümkün mü? Ne kadar güzelsiniz hanımefendi, bende de maşallah bu güzelliği görecek göz var.
Pek başıma gelmiyor Allahtan, biri beni övecek olsa kaçacağım geliyor. Övgünün bildiğim tek faydası, henüz yarım olan ama tam olma ihtimali bulunan yetenekleri geliştirmesi. Biri eğri büğrü de olsa keman çalıyor ve ümit veriyorsa, yüzüne söylenecek ne güzel çaldın onu mutlu edebilir ve çalışmasına faydası olur ancak tam olmuş veya olma ihtimali bulunmayan için övgünün faydası yok.
Ben kendim benligim
İlişki Tüketimi
İnsan tüketmeye muhtaç olduğunu başkalarıyla ilişkilerinde de gösteriyor. Birbirine bakışı böyle: Karşımdakini ne kadar tüketebilirim?
Böyle söyleyince kötü durdu ama kastım o kadar kötü değil. Maşukların uzun telefon konuşmaları da tüketmek. Yirmi yılda biriktirdikleri anlatmaya değer tüm olayları, birkaç hafta içinde konuşup sonra birbirlerinden sıkılmaya başlayan sevgililer mesela, çok hızlı tükettiklerinden ve tükendiklerinden bu kadar sığ ilişkiler kuruyorlar. Mecbur değilsin, bir sonraki ilginç insan seni bekliyor.
Tükenmemek mümkün mü? Kremalı ilişkilerde pek mümkün görünmüyor.
Ben kendim benligim
İlişki Yazısı Yazmamaya Dair
İlişki yazısı yazmak kolay. Ne söylersen gider. Bunun için biraz da zor. Çünkü yeni bir söz üretmek hemen hemen imkansız. Uzayı dolduracak kadar laf üretilmiş. Bunların birine çarpmadan yol almak, orijinal olmak mümkün değil.
Allah’a şükür orijinallik pek önemli kriter değil. İnsanlar orijinal olmadığı için, ilişkileri, evlilikleri ve sair türdeki dedikodu malzemesi de orijinal olmuyor.
Bu konuda laf üretmekten hoşlanmıyorum. Faydasızlık konusunda boş terim dolu felsefe yazılarıyla yarışır. İnsanlara bulundukları duruma dair bir yön göstermek için, önce nerede olduklarını bilmek lazım.
Ben kendim benligim
12011 - Sat 06:11
İnsanların beni anlamak gibi bir mecburiyeti olmadığını idrak etmem, diğer pek çok konu gibi, uzun zaman aldı. Bitmeyen bir ergenliğin işaretlerinden biri sanırım bu, insanlar beni anlamıyor sözü. Anlamıyor, çünkü onların dilinden konuşmuyorsun ve onlar sana ne kadar uzaksa, sen de onlara o kadar uzaksın.
Bir anlayışsızlık varsa, hemen her zaman karşılıklı olduğunu keşfettim. İnsanların beni anlamadığı yerde, ben de onları anlamıyordum. Belki asıl anlamayan da bendim. Onlar söylediklerimden bir fayda gelmeyeceğini belki baştan anlamışlardı ve onun için uğraşmıyorlardı veya anlayışsız olmaya bile çalışmıyorlardı.
Ben kendim benligim
127. Sedruz Yazı Günlüğü
Geceleri çalışmanın iyi tarafları var. Bunları ekseriyeti, insanların uykusuna denk gelmesiyle alakalı.
Kötülük hakkında yazmak, ölüm hakkında yazmak kadar kolay. Her yerde olan bir şeyi yazmanın esprisini bulmak zor.
Sun Jun 29 00:58:38 EEST 2014
I have two BibTeX databases which have duplicates entries, and I have also updated the keys in one of them and not the other. I decided to use bibtool to generate new keys for each and then merge.