Kendime dair, başıma, sonuma, gelmişime ve geçmişime dair soruşturmalar.
Ben kendim benligim
Bataklık
Bu yazıya varsayalım diye başlamak isterdim ama bunun ardına saklanmayacağım: Ben kötü bir insanım.
Hayatım kendi kötülüğümü, içimdeki bataklığı sezdirmemeye değil, kurutmaya çalışmakla geçti. Bunalım diyebileceğimiz her tecrübeyi dış dünyanın içimdeki kötülüğe geçit vermeyişiyle yaşadım. Hayatımın tek amacı içimdeki bu bataklığı kontrol edilebilir halde tutup, küçültmeye çalışmak oldu.
Kendini her şart altında iyi gören insanlar var. Ne kadar doğru söyledikleri, böyle bir imkanın olup olmadığını tartışmak pek anlamlı değil. Öyle diyorlarsa öyledir.
Ben kendim benligim
Durduran
Yaşamakla yazmanın kavgasından bir cümle olarak, yazanların yaşamadığı ve yaşayanların yazmadığına dair bir düşünce vardır. Bu doğru değil. Yazmak başka bir cinsten yaşamak olduğu için yaşamaya izin vermiyor. Yazarken daha rahat yaşamak, hür dünyaların hür insanlarından biri olmak mümkün. Hatıralarını kafasının bitmeyen odalarının duvarlarına asmış, yerdeki böcekleri ve tozları temizlemiş kimseden daha rahat kim olabilir?
Aklıma bazen fazla olumsuz yazdığım geliyor, yeryüzünde tutunacak bir dal arayanlara hizmet eden bir halim yok.
Ben kendim benligim
Dünyadan Kaçan Adam
Beynini kiraya vermişsin, sahibi sen değilsin, başkaları dolduruyor, neye yarayacağına başkaları karar veriyor ve sana kimlik diye veya ben diye bir kira ödüyorlar. Kira, bütün kiralar gibi, masrafları karşılayan cinsten değil, düşüncenin kirası, ben‘in masraflarını bile karşılayacak durumda değil.
Ne düşünmek gerektiğini aradığım zamanlar oluyor. Yazı bir vakit meselesi, vakti gelmeden veya geçtikten sonra yazılamıyor, o sebeple bu edit zamanı işini 1 saate indireceğim, arşivlemek için de bir süre olacak ve daha neler neler.
Ben kendim benligim
Kendime Küçük Tavsiyeler
Bugün Quora’da, şimdi başlasam 5 yıl içinde faydasını göreceğim neler yapabilirim? diye sorunun cevaplarına göz gezdirdim. Buna benzer soruları severim. İnsan hangi durumda bulunursa bulunsun, hayatında ufak değişiklikler yapacak mecali vardır.
Üç sene önce oğlum doğduktan sonra, Affaniye isminde bir kitap yazmaya başlamıştım. Sanırım 100 sayfa kadar oldu. İçinde basit tavsiyeler var. Bir babanın oğluna vereceği nasihat cinsinden. Biraz büyüyünce yazdıklarımın ne kadar ilgili olduğundan emin olamadığım için beklemeye karar verdim.
Ben kendim benligim
Kişisel Gidişim
Canım bir kişisel gelişim yazısı yazmak istedi, sizinle bu konuda bildiklerimi paylaşacaktım ama sonra dedim ki, neden böyle yapayım ki, sizlere bildiklerimi anlatayım da, bildiklerimin bir önemi kalmasın, hem de bedavadan. Reklam bile almıyorum şuraya ve size tüm hayatınızı değiştirecek şeyler anlatacağım, öyle mi?
İşte bundan dolayı kişisel gidişim‘i anlatmayı tercih ediyorum. Gidişim, yani, ben nereye gidiyorum? anlamında. Bence gelişimden daha çok üzerinde durulması gereken bu gidişim meselesi, ama insanların pek çoğu gelişmekle uğraşmaktan nereye gittiklerini farkedemiyor.
Ben kendim benligim
500 Gün
Geçen pazartesi şekerli yiyecek içecek ve sıkılmış meyve sularını bırakalı 500 gün oldu. Ayrıca şampuan kullanmayı bırakalı 400 gün, işlenmiş et yemeyi bırakalı 300 gün, saat 16’dan sonra yemeyi bırakalı 200 gün ve beyaz unlu mamülleri bırakalı 100 gün.
Bu zaman zarfında aşağı yukarı 15 kilo verdim.
100 günlük dönemlerin her birine sedrûz diyorum. (Çok yaratıcı sayılmaz, Farsça 100 gün demek.) Bu sedruzda saat 21’den sonra Internet’i bırakmaya çalışıyorum ve şu yukarıdakilerden daha zor geliyor.
Ben kendim benligim
Bin Günlük Dostluk
Bir mucizenin içinde geçen bin gün. Çok tuhaf bir korku ve sevgi.
Öğrendiğim ilk şey, bunun başka ilişkilere benzemediğiydi. İnsan, çocuk [STRIKEOUT:sahibi] emini olmadan evvel, bunun nasıl bir duygu olduğunu ve nasıl değişeceğini bilmiyor. Çocuksuz yaşayanların dışardan gördükleri hapsedilmişlik hali, içerde yok. Tab’an çocukları seven biri değilim, buna rağmen bir saniye bile olmasaydı hayatım daha iyi olur muydu? diye düşünmüyor insan.
Hep varmış gibi bir his. Geçmişteki bazı manasız sıkıntılar aklıma geldiğinde, o zamanlar bunların verdiğim önemin, evlat sahibi olmak gibi gerçekten önemli sorumluluklardan habersizliğimden kaynaklandığını düşünüyorum.
Ben kendim benligim
Böcek Ahdi
Dün imsak vaktinden biraz sonra bir böcek gördüm. Oğlanın odasına girmesin diye öldürecektim, gidip –her işi aletiyle yapmaya dikkat eden bir Homo Faber olduğum için– sinekliği aldım geldim. Böceğe dokununca, meğer uçuyormuş, uçtu gitti, kayboldu. Yarım saat aradım taradım bulamadım.
Bugün yine aynı mekanda göbeküstü bir şeyler okurken, kulağımın dibinden yanıma düştü. Üstüne defterle vurdum ama kar etmedi. Çok hızlı vurunca ses çıkacak ve uyuyanlar uyanacak diye defteri böceğin üstüne kapatıp, sinekliğe koştum.
Ben kendim benligim
Cesaretim Yok İstemeye
Sıkıldığını anlatıyor ama biliyoruz ki sıkılmasına sebep yok, cenneti tattırdıklarını biliyoruz, eski yazılarında bahsettiği tüm bildiğin gibi değil veya tam bildiğin gibi hadiselerini okudukça aynı dertten muztarip olabileceğimizi düşünüyorum.
Bir arkadaş. Böyle deyince arkadaş sayım çokmuş gibi mi duruyor, bilmiyorum, öyle değil. Her arkadaş tek arkadaştır bir yerde. Sessiz, görüntüsüz, alışık olduğum cinsten ama alışık olmadığınız cinsten bir arkadaşın kapatmaya niyetlenip, besmele çektiği an kopyasını çıkardığım blogundaki yazıların üzerinden geçerken, derdimi hatırladım bir an.
Ben kendim benligim
Değiştirilebilirlik
Ortalama olmanın çekici tarafları var. Kendini ve yeteneklerini anlatmanın kolaylığı bunlardan biri.
Belli bir kritere göre çan eğrisinde bulunduğu yer ne kadar kalabalıksa, insanın yerini alabileceği başkaları da o kadar fazla oluyor. Yaptığı işi yeryüzünde yirmi kişi daha yapıyorsa, yerini alabileceği yirmi kişi var demektir. Yaptığı işi yirmi milyon kişi daha yapıyorsa, yerini alabileceği yirmi milyon kişi vardır.
Bu tabii tersinden de işler. Yirmi kişiden biri işinden edebilir veya yirmi milyon kişiden biri.
Ben kendim benligim
Emin'i Öldürmek
Dün beni ürperten bir şey oldu. Adımı durup dururken twitter’da gördüm. Beklemediğim bir anda bir yazım paylaşılmış.
Önceden kim ne kadar okuyor, kaç kişi gelmiş gitmiş takip ediyordum. Artık herhangi bir takip sistemim yok. Bir süre önce Emin’in twitter hesabından takip ettiğim herkesi kaldırmıştım. Zaman içinde hesabı da kapatmak niyetindeydim ama müteakip sayısı beklediğim kadar azalmadı.
Niyetim bir zaman sonra Emin Reşah’ı da toptan ortadan kaldırmaktı. Laedri bir takım yazılar yazıp, her yazıya farklı künye uydurmayı düşünüyordum.
Ben kendim benligim
Evlilik Hakkında Çok Önemli Yazı
*İnsanlar neden evlenir?*
Böyle bir freakonomics podcast’i dinledim. İnsanlara neden evlendiklerini soruyorlar, onlar da değişik değişik cevaplar veriyor. Bilmiyorum diyen de var.
Eskiden daha kolaydı bu sorunun cevabını vermek. İşbirliği gibi görünüyordu, kadın evin içini idare ediyor, erkek dışını idare ediyor ve müşterek bir hayatı paylaşıyorlardı. Şimdi her iki tarafın da işi kolaylaştığı için bir zevkbirliği, eğlencebirliği veya kafabirliği beklentisi var. Bunları karşılayamayınca evlilikler de zora giriyor.
Evlilik biraz antika bir kurum.