Kendime dair, başıma, sonuma, gelmişime ve geçmişime dair soruşturmalar.
Ben kendim benligim
Sınır Nerede?
Neden sadece kendi hayallerimi görüyorum? Başkalarının hayallerine dair bir fikrim yok, onları görmedim, en fazla biliyorum. Ama bu bilgi de yetersiz bilgi. Kendi hayallerim kadar net değil.
Bir ben var mı? sorusunun üzerinden gidelim bugün. Diyorlar ki, kendi sınırlarını nasıl tayin edeceksin?
İnsan kendi sınırlarını tayin edemiyor, çünkü sınır tayin etmeye çalıştığı şey de kendine dahil. Bir terazinin ağırlığını kendisiyle ölçmeye benziyor bu. Terazinin kendi ağırlığını ölçemiyor olması, bir ağırlığı olmadığı anlamına gelmez.
Ben kendim benligim
Çare
İnsanlığın öldüğünü veya artık ölmesi gerektiğini düşündüğümüz günlerdeyiz. Suriye’deki katliamın görüntülerinde, bir bebeğin kefendeki uykusu gözümün önünden gitmiyor.
/Ne yapmalı?/
Sosyal medyada sağa sola bağırmayı bir şey yapmak olarak algılamıyorum. Eğer başkalarına bir şey öğretmek ve bir şey öğrenmek istidadınız yoksa, sosyal medyanın bir köy kahvesinden daha iyi olduğunu iddia edemezsiniz. O sebeple bu konuların tartışıldığı ve insanların egolarını en uzağa eriştirmeye çalıştığı bu saçmalıkların bir faydası olduğunu düşünmüyorum.
Eskiden beri, yeryüzünün kurtuluşu için ne yapılabileceğine (belki pek çokları gibi) kafa yormuş bir insanım.
Ben kendim benligim
Aynı Benim Gibi
Bir insanın yapacağı en büyük iltifat herhalde aynı benim gibi demesi. İnsan kendine herkesten daha yakın olabildiğine göre, bu yakınlığı başkasına atfetmesi iltifat, belki iltifatların en büyüğü.
İnsan kendi kötü taraflarını da başkasında görebilir. Bu bile, kendimizle ilgisiz bir kötülükten şikayet etmekte kullandığımız dile sebep olmaz. Aynı hastalıktan muzdarip gibi bakarız böylesine, kötüdür ama benzer işte, ben de biliyorum bunu.
İnsanların tüm sevgi ve saygı kanallarını kendilerinden kaynaklı bir ağ gibi çizdiğini düşünürüm.
Ben kendim benligim
Fıçı
İnsanları çözdüğünü söyleyenler vardır. İki dakika konuşur ve çözmüş olur. Ben onlardan olamadım, kendim de dahil çözebildiğim kimse yok.
Haklarında şöyledir, böyledir diye fikir ürettiklerimin de, aslında o kadar da öyle olmadığını zaman içinde anladım. Bilgili dediğim insanın yanlışını, bilgisiz dediğimin bilgeliğini çok gördüm. Öğrendiğim tek şey insanların dışarıdan göründüğü gibi olmadığı oldu.
Kendilerini olabildiğince basit tanıtsalar bile bir süre sonra değişirler. İnsan içinden nehirler akan, dışına ara sıra açılan bir musluğu olan bir fıçıya benziyor.
Ben kendim benligim
Görüntü
İnsanın görüntüsü için yaşadığı bir dünyadayız. Kendi başımızayken ne yapacağımızı bilemiyor oluşumuz, görüntü için yaptıklarımızın anlamsızlığından.
Olaylar ve bunların duygusal karşılıkları arasında bir bağ yok, gerçekte ne hissediyorum? sorusunu soran olmadığı için hissetmemiz gerekeni hissediyoruz. Rolüne hayatı boyunca sadık aktörler.
Ben kendim benligim
Merkum Ömür
İnsanı hayatta sakinleştirecek bir inanç olarak, her şeyin sayılı olduğunu düşünebiliriz. Sayılı nefes hepimizin bildiği, kalp atışlarının sayılı olmasını da buradan çıkarabiliriz belki. (Spor yapanların daha az yaşaması gerekmez, hayır, spor yapınca belki sair zamandaki nefes sayısı ve kalp atışları azalıyordur, toplamda kara geçiyordur insan.)
Bunun gibi mesela yemek yeme sayısı da, hata yapma sayısı da, sevinçli gün sayısı da belli olabilir. Hayatında 1487 kez önemli hata yapacaksın, bunu ne kadar erken yaparsan, geri kalan ömründe o kadar rahat edersin.
Ben kendim benligim
Söylediklerimi Düşününce
Stoiklerin Seneca ne söylediğimi düşününce aptal insanlara imreniyorum demiş. Hangi sözü hakkında söylemiş bilmiyorum, arasam da bulamam, bulsam da çözmesi zaman alır. Zaten adam Stoacı, duyguları inkar etme ve onlarla mücadele üzerine bir felsefesi var, muhtemelen aralara sızmış duygu kırıntıları hakkında söylemiştir bu sözlerini.
Ben de arada yazdıklarımı düşünüyorum. Okumayınca düşünmek daha kolay oluyor, ıztırap hafifliyor. Yazdıklarımı okuyunca yazmayı terkedesim geliyor. Ya okumadan yazacağım, ya yazmadan okuyacağım, ikisinin ortası yok.
Ben kendim benligim
Tahta Sur
Kendime bir tahta sur yaptım. Palisade. Dünyanın nimetleriyle arama, aralardan sızanlar hariç. Kendime gelmek istiyorum.
Ne desem, ne istesem boş. Adım attığımız her yere, her zamana, kendi kendine varolan bir şeyler dikmişler. Sonra biz onları kendimiz yaptık veya bizim için yapılmış sanıyoruz.
İnsanlarla uğraşmak zor. Diyemedim, doğru insanı bulduğunda suyu yukarı doğru akıtman gerekmez, su mecraında akar, sen de işlerin nasıl yolunda gittiğine hayret edersin. Yanlış insanlardan sevgili, eş, arkadaş yapmaya hepimiz çalıştık ve gördük ki su lafla, ağlamakla, hayalle, temenniyle avuç avuç yokuş çıkmıyor.
Ben kendim benligim
Teklif ve Israr
Israr etmeyi sevmiyorum. Tekliflerimi bir defalık yapmam bundan. Velakin bazı zamanlar ısrar etsem daha iyi olacakmış gibi geliyor. Aylar sonra, yıllar sonra, tekliflerimin, tavsiyelerimin kıymetini anlayan insanları gördüğümde, meselenin bir ucunun ısrarcı olmayan bende olduğunu düşünüyorum.
Bu doğru değil. İnsanların zamana ihtiyacı var. Neyi ne zaman öğrenecekleri, sevecekleri, kabullenecekleri benim elimde değil. Sana şu lazım dediğimde yanlış yapıyor da olabilirim.
İnsan başkasının kalbini elinde tutamıyor. Etrafa sabretmek, farketmelerini beklemek durumundayız. Bu arada bir sonraki adımda ne yapacağımızı düşünerek.