Bilen ben ve bilmeyen ben, bilgiyi inşa eden ben, bilgiyi yıkan ve onunla yıkılan ben.
Bilgiyi bileni bilmek
Ekol
Bir alanda ekollerden bahsediliyorsa, orada bir kurgu olduğunu düşünüyorum. Sosyoloji’nin falan ekolü, Psikoloji’nin filan ekolü dediğinizde, bunlara ne kadar bilimsel süs verirseniz verin, yanlışlanabilir bilginin dışında bir alanda çalışıyorsunuz demektir. Fizikte bile (mesela dalga/parçacık ikiliğini yorumlarken) ekoller varsa, sanırım bu pek de uzak durulabilen bir durum değil. Ancak en azından matematiksel bilimler, nerede hikaye, nerede gerçek olduğunu işaretleme konusunda başarılı; sırf ekolden mürekkep bilimler de var.
Bilgiyi bileni bilmek
Fiil Dili
Sadece fiillerden ibaret bir dilde yazmak istiyorum, sadece fiillerle ne ifade edilebilir merak ettiğimden. Fiillerin de gerçek fiiller olmasını, varolmak gibi aslında fiil olmayan fiillerden uzak durabilmek istiyorum.
Her fiile bir fail mi lazım, yoksa bu bizim uydurmamız mı? Yürüyor dediğimizde neden birinden bahsetmek zorundayız, neden yürümek müstakilen, bir failden ayrı olarak ifade edilemiyor?
Yapmaya çalıştığım, mesela şu-an-bir-yürüme-fiili-var cümlesini tek başına ifade eden bir kelime. Yürümek fiilinin çekimleri falanca-şu-an-(veya-başka-zaman)-bir-yürüme-fiilinde anlamına geliyor, fiilin kendisi değil, fail öne çıkıyor.
Bilgiyi bileni bilmek
Gizli Parametre
Bilim bir anlamda kainattaki parametreleri inceleme usulüdür. Bir taşı bıraktığımda yere düşene kadar hızı nasıl değişir? Yere yakınlığı ve taşın şekli iki parametredir. Havanın yarattığı sürtünme ve yerin çekim gücü bunlara göre değişir, taşın hızı da bu ikisine göre.
Parametre sayısı ne kadar azsa, o kadar geniş çaplı bir teoriden bahsedilebilir. Çok sayıda olayı, az sayıdaki parametreyle açıklayabiliyorsanız, teori güzel ve anlamlıdır. Fizik için bir Genel Teori bulmanın önemi buradadır, kütleçekimle, elektriği aynı denklemde açıklayabiliyorsanız, manyetik ve elektrik alanını açıklayan Maxwell denklemleriyle, kütleçekimi açıklayan Genel İzafiyeti birbirine dönüştürebilirsiniz ve parametrelerin sayısı hayli azalır.
Bilgiyi bileni bilmek
Katuskoti
/Katuskoti/ Budist literatüründe bir sözün alabileceği dört doğruluk değerini ifade ediyormuş. Dört köşe demek. Istılahen, bir önerme (1) sadece doğru, (2) sadece yanlış, (3) hem doğru hem yanlış veyahut (4) ne doğru ne yanlış olabilir anlamına geliyor.
Bu Aristo’nun Ara Durumun Reddi fikrisabitine dayanan mantığa ters. Batı mantığı bir önermenin ya doğru, ya yanlış olduğunu söylüyor. 20. yüzyılda çeşitli araştırmacılar elinde değişse de, günümüzde dahi, mantık ve matematik bu PEM (Principle of Excluded Middle) veya tertium non datur prensibine sadık.
Bilgiyi bileni bilmek
Kör Ressam
İnsanın hayatı boyunca yaşayabilecekleri ve anlatabilecekleri en fazla bir kitap kadar yer tutar, belki biraz daha fazla. Bir de yaşadıklarının genelde anlatılma kıymetinin olmayışını düşün. Edebiyatçı ne yazacak?
Üretecek. Kendi boyundan büyük dertler üretip, onları çözmeye çalışacak. Edebiyatın sadece tahkiye gayesiyle işleyeninin çok sıkıcı olması bundan herhalde, arkasında ıztırap yoksa yavan ve tekrar.
Ancak üretme tecrübeye dayanmadığı için kör bir adamın resim yapmasına benziyor. Duyduğumuz, ihtimal verdiğimiz, temenni ettiğimiz bir takım hayalleri arka arkaya sıralıyoruz.
Bilgiyi bileni bilmek
Mucize
Mucizelerle ilgili en kestirme itiraz bunların bilimsel olmadığı olabilir. Nedir bilimsel? Tekrar edilebilir. Mucizeler tekrar edilebilir değil demek bu. Evet, mucize tekrar edilebilir olsaydı zaten mucize olmazdı. [1]_
Mucize hakkında konuşmaktaki asıl sorun da kimsenin henüz bir benzerine rastlamamış olmasıdır. Bir mucizeye şahit olanın söylediklerini her zaman tekrar edilemez deyip, gözardı edebilirsiniz. Kendi gözlerinizle görmedikçe, insanların mucizeler hakkında söylediklerini boşvermek mümkündür. Bu da mucizeler hakkında hiçbir şey söylenemeyeceği anlamına gelir. Şahit olursanız susunuz.
Bilgiyi bileni bilmek
Okumak Neye Yarar?
Türkiye ortalamasından fazla okuduğumu sanıyorum. (Ortalama yüksek olmadığı için övünülecek bir tarafı yok.) Yine de okumak giderek boş iş duygusu uyandırmaya başladı.
Kitaplar üzerinde çalışmayı seviyorum, ancak okumak, başından sonuna kadar bitirmeye çalışmak, sırf bitirmiş olmak için bitirmek, tabağındaki yemeğin arkandan ağlaması gibi kitabın ağlaması duygusu… Bunları biliyorum ve bazen kapıldığım da oluyor ama artık okuduğum kitaplarla övünecek yaşı geçtiğimi düşünüyorum. Birinin okuduğu kitapları bilmek bende hiçbir ilgi uyandırmıyor, okumak hayli pasif bir fiil.
Bilgiyi bileni bilmek
Parça için Kötülük ve Bütün için Kötülük
.. role:: math(raw) :format: html latex ..
Bir insanın organlarına yaptığı kötülük, kötülük sayılabilir mi? Kangren olmuş kolunu kesen, ona kötülük mü yapıyordur? Kangren olmayan kolunu kesen?
/Organların değeri işlevlerinden/ diyebiliriz. Bu sebeple faydası olmayan organı çıkarmak, ameliyat etmek, ampute etmek kötülük sayılmaz. Mamafih bu organların ayrı ayrı kimlikleri olduğunu varsayarsak, aslında o kadar da kolay karar verilecek bir mesele değildir.
Her bütünün parçalardan oluştuğunu kabul edelim. Bütün :math:A={a_0,\ldots,a_n} unsurlarından oluşsun.
Bilgiyi bileni bilmek
Protez Fikir
Düşünce organik olarak büyürse, yetiştiği toplumu da dönüştürür. Protez olarak getirip takınca, orada gerçek bir düşüncenin büyümesine engel oluyor. Protez düşünce, insanın gerçekte sahip olmadığı, ancak görünürde yardımcı olduğu için yanında taşıdığı bir düşünce. Sahiplenmesi zor, çünkü ruhunun malzemesinden yapılmamış, aynı dili, aynı değerleri konuşmuyor. Sen ona dönüşmedikçe, o sana dönüşecek değil. Ayağı yerine protez kullanan ne kadar ayak sahibiyse, o da o kadar.
/Neden orijinal düşünce gelişmiyor?/ Çünkü orijinal olması için, bu toplumun taşının, toprağının, insanının izini taşıması lazım.
Bilgiyi bileni bilmek
Sade Suya Polemik
Skolastik eğitim ve ilahiyat polemikleri tüm gerçek bilgi büyümesini geriletti demiş David Hume.
Hayatını bu polemiklerden kazanan insanlar için pek hoş gelmeyebilir ama evet, doğru. Matematik bilmediği için övünen, hatta matematiğin Tanrı’dan uzaklaştırdığını düşünen adamlar için gerçek bilgi, burada bahsedilen polemiklerden ibaret.
Film seyrederek hakikati bulabiliyor fakat matematik yoluyla bulamıyorsun. Nasıl bir hakikatse.
Kendi yazdığım yazılar da dahil olmak üzere, test edilebilir, üzerine denenmesi mümkün fikir inşa edilemeyen yazıları; insanların gerçek dertlerine, gerçek çözümler sunan iş ve fikirden aşağı görüyorum.
Bilgiyi bileni bilmek
Simülasyon Simülasyonu
Diyelim çok ileri zamanlarda, bir bilgisayara kainatın temel kanunlarını programlayıp, programı başlatsalar. Program çalışsa, çalışsa ve kainatta neler olacağını hesaplasa. Bugünlerde atmosfer modelleri, piyasa modelleri, insan bedeni modelleri yapılıyor; onlar gibi bir model ama çok daha ilerisi. Kainattaki bütün atomların simülasyonundan bahsediyorum.
Bu mümkün mü? Hayır demek için bir sebebimiz yok. Şu anki bilgilerimizle mümkün olmayabilir ancak tüm kainatın değilse de, ufağını yapabileceğimizi biliyoruz.
Şimdi soru şu: Böyle bir simülasyonun içinde yaşıyor olabilir miyiz?
Bilgiyi bileni bilmek
Tayrih
Bugün biraz Şövalyelik, Malta Şövalyeleri, Tapınak Şövalyeleri, Tapınak, Kubbet’us-Sakhra gibi ucu bucağı bitmeyen konularda bildiklerimi tazeledim. Bunlar genelde roman okumaktan eğlenceli konular, kimse son zamanlarda romanları bu kadar ciddi yazmıyor.
/Gizli bilgi/ merakı, insanların iktidar hırsıyla paralel. Çok az insanda iktidar hırssızlığı var ve ben onlardan değilim, buna mukabil insanın kudrete erişme hayallerinin ne tür saçmalıklar ürettirebileceğini biliyorum, kendime dikkat ediyorum, inançlarımı neyin beslediğine, neye ne sebepten inanmak istediğime.
Geçmişin, öyle çok uzağının değil, yakın geçmişin bile sadece kabaca bilenebileceğine kanaat ettiğimden beri tarihi sadece çeşitli noktalarından gerçeğe dokuman güzel bir figür gibi görüyorum.