İnsanın en büyük derdi nedir? Varolduğundan ve var kalacağından emin olmak. Bu emniyet nasıl mümkün?

Bilim bu emniyeti, insanın varolduğundan ve var kalacağından duyduğu emniyeti nasıl sağlıyor? Sağlamıyor. Öyle bir vazifesi yok. Onun derdi gerçeği, saf ve çıplak gerçeği bulmak.

Peki, insan, bu kendini gerçeğin vekilharcı, avukatı veya onun gibi bir mevkide gören bilimin karşısında, erimeden, varolduğundan ve varlığının anlamlı olduğundan nasıl emin olabilir?

Bunun yolunu nasıl buludklarını soruyorum. İnsaların hem bilime, hem bu bilimin gösterdiği gerçeğin getirdiği güvensizliğe nasıl dayandıklarını? Bütün bu sanat sepet işleri, bir şekilde buna deva olsun, hayır deva değil, sadece unutturacak kadar dikkatimizi başka tarafa çeksin diye var. Soruyu cevaplamak yerine, en kolay şekilde bu sorudan uzakta nasıl vakit geçirebileceğimizi soruyoruz.

Bu soruyu doğrudan sorup cevaplamak hangi yiğitlerin derdi? Peygamberlerin.

[Bilgiyi Bileni Bilmek]