Bir gün kardeşim bana haftanın hangi günü olduğunu sordu. Onu bilmiyorum da, benim 11882. günüm dedim. Deliler hastanesine yatsan oryantasyon testini geçemeyebilirsin, bu söylediğini de megalomaniye sayarlar dedi.

Ah dedim, benim gibi mutevazıların en mutevazısının başına bu da mı gelecekti. Daha yeni bir devlet kurmam, bir anayasa yazmam ve dünyayı değiştirmem lazımdı halbuki.

Bu sonuncusunu demedim tabi. Öyle her şeye inanma okur. Yalan kendini gerçekle dokur.

7binli günlerimden beri ara ara takvim olarak kullandığım bu doğduğumdan beri geçen günleri sayma yöntemini, ümm'ül blogan'da yazıların başında da kullanıyorum. PHP'nin tarih fonksiyonları bir acayip, onun için her zaman tutmuyor ama yaklaşık olarak denk gidiyoruz.

4000 gün kadar önce başlarken derdim neydi hatırlamıyorum, ancak çok sonraları Mu'minun 113'te saymasını bilenlere sor kısmını okuduğumda aaa burada benden bahsediyor demiştim.

Takvim olarak kısa olmasından dolayı tercih ediyorum. 7.2.2012 mi daha kısa 11895 mi? Dümdüz ilerlediği, hafta içi, hafta sonu, ay, yıl falan bilmediği için kendimle ilgili plan/muhasebe yapması daha kolay geliyor. Planlarımı/değerlendirmemi yüz günlük yapıyorum ve mesela birine 95 gündür şeker yemedim demenin üç aydır şeker yemiyorum demekten (önemli olmasa da) bir farkı oluyor.

Bundan daha önemlisi, her gün o sayı arttıkça bunun bir sınırı olduğunu hatırlıyorum. Ben olsam da olmasam da 2012 yılından 2013'e, 2113'e, 2513'e devretme ihtimali kuvvetli ama o sayaç bir gün duracak. Normal takvim kullanırken insan günlerinin bir sonu olduğunu gözden kaçırabiliyor, çünkü o takvimin ilerlemesinin benimle bir alakası yok, ancak 11894'ten 95'e atladığında, bunu gözden kaçırmam imkansız. Bir gün daha kayboldu, bir gün daha yaklaştın.

Bir de (bunu kimseye söylemeyin) yazılar olsun, sair konular olsun, sadece o gün için geçerli oluyor. Blog'daki yazıların başında bu sayıların yazması ondan, E(11895) bunu yazmış. E(11896) belki tamamen başka bir şey yazar, E(11900) ise ne olur Allah bilir. E fonksiyonu nonlineer kaotik bir fonksiyondur, nereden nereye döneceği belli olmaz, bakalım sonunda çizdiği şekil neye benzeyecek.

Hafızası fazla geriye gitmeyen, meselesini gün içinde halletmeye çalışan ve genelde ölümün kardeşi uykuya dalmadan önce yeryüzüyle ilgisini bitirmeye çalışan bir insanım. Çoğundan uzun vadeli işler yaptığım doğrudur, yine de yarın uyanmayacak olursam yeryüzünden olabilecek en az duygusal yükle ayrılmak isterim.

Bir de, ister istemez, o günü olabildiğince hakkıyla yaşamak gayreti oluyor. 11895. şansım bu benim diyormuş gibi. Yeryüzünde bir gün veya daha az kaldık diyenlerden olmamak için.

Bu anlattıklarımla megalomani teşhisini hafifletip dışarı çıkabilirim umarım.

[Geçmişin Uğultusu]