Eline ilk defa meal geçmiş de, kapaktan kapağa okuyunca dünyası değişmiş gibi durmak istemem ama bizdeki bu tasavvuf edebiyatının da bir sıkıcılığı var. Şu sırrı, bu sırrı, falanın sırrı, filanın sırrı. Ne çok sır var. Yeryüzünün anlaşılmaz olduğunu kabul ettikten sonra yapmam gereken mürşidime sıkı yapışmak.

Bu sırlardan bazısına mazhar edildiğimi iddia etsem başım ağrımaz. Doğru olmaz ama yalan da değil çünkü sırrın yalanı olmaz. Erdiğimi iddia edersem yalan olur belki ama bu sırların bir takımının zaten manası olmadığına inanıyorsan, sırrına mazhar olmak da o manasızlığı keşifse, bak, mazhar olmuşum işte.

Son bir senedir tasavvuf edebiyatı beni sıkmaya başladı. Kendi içinde bir jargonu var, herkes de içi dolu bir konuşma yaptığını sanıyor ama kimse hiçbir şeyi açık açık söylemediği ve mutasavvıflara matuf bulaşıcı ihtiram yayıldıkça, konuşulanların anlamı azaldığı için, Derrida'cı bir ne söylersen gider toprak-kayması-gibi-anlam-kaymalarına vasıl oluyorsun.

Mirzabeyoğlu'nun kitaplarında bir oluş sırrı lafı vardır. Oluş sırrı aşağı, oluş sırrı yukarı. Sır dedikçe onu hatırlıyorum. Bendeniz bu kadar büyük sırlarla uğraşmam, size anlatabileceğim bir sır yok, adı üstünde sır. Velakin düşüncemi de, ne olduğunu anlatamayacağım bir sırra dayandırmak istemem. Bir sır gerçekten vardır, belki yoktur, belki her şeyin anlamı kendisidir, belki hiçbir şey kendisi demek değildir, bunları bilmiyorum. Ancak bu terminolojinin yapmaya çalıştığı tomruğun ucunu sivriltip, yazı yazmaya çalışmak gibi geliyor.

Mesele gerçekten ince ise, konuşulmaz. Susulur. Susarak anlatılır. Anlatılmaz. Gösterilir. Yaşatılır. Tasavvuf faydalıysa ilaç gibidir ve ilaçların da dozu önemlidir. 3 mg vereceğin ilacı 30 mg verirsen tedavi edeceğin adamı öldürürsün. Bizim tasavvuf edebiyatı da böyle. Dozunu ayarlayınca iyi olacak, kişiye göre tedavi edecek sözleri, ortaya faş edince, ihtiyacı olan da olmayan da yutup zehirleniyor.

O sebeple pek ciddiye alamıyorum artık. Kalmamış. Mevzu bitmiş. Sırdan bahsedene de, sırrın varsa sus demek geliyor içimden. Ötesi zaten sır değil.

[İslam ve Teslim]