Bir ressam ne yaptığı hakkındaki fikrini kaybettikten sonra iyi işler çıkarabilir demiş Degas. Yazmaya çalışan kişinin de durumu herhalde farklı değil.

Kötü edebiyatı sanırım bir hedefe koşar gibi yazan ve hedefini belli eden yazılardan anlıyoruz. Kafamızda bildiğimiz bir mesele var, hikaye o kadar tırt ki kahramanın galip geleceğinden eminiz, yazar da emin, sayfaları atlaya zıplaya okusak bize kimse küsmez, en fazla yazarın heyecan yaptığı bir kaç yeri kaçırırız, o da pek önemli değil.

İyi edebiyatın hayata yakınlığı da belki hayat hakkında olmayan fikrimize benzer şekilde gelişmesi. Kimin ne olacağından bihaber olduğumuz, çünkü yazarının da yazarken bihaber olduğu bir hikaye, hoplaya zıplaya mutlu sona doğru koşan bir hikayeden bu sebeple daha güzel.

[Yazı Yazıları]