Bilek kesmek insanın kendisinin değil, başkalarının yapacağı işti; ama yengeç burcunun o hain yaratığı korkunç kıskaçlarını herkesin beynine saplamıştı. Mavis bile bardaki şişelerin arasında o parlak renkli yengecin kıskaçlarını görmüş gibi bakıyordu.

Kadınlara göre değil diye bir kitaptan. Detektif romanıymış. Başlarda bıraktım. Yengeç burcunun kıskaçlarıyla ilgili muhtemel tercüme hataları taşıyan ve anlamsız bulduğum bu yerde.

Kitap bırakabilmek bir beceri. Merak etmemek. Sonunu getirmemek. Tekrara düştüğünde affetmemek. Başladım diye bitirmemek. Kendime yük etmemek. Kitabı gereğinden fazla abartmamak. Okumak ama düşünmeye, yaşamaya, inşa etmeye, bilmeye alternatif olmadığını bilerek okumak. Bir de eğlence okumasının, eğlence filminden o kadar da farklı olmadığını bilerek tabii.

Okumaktan beklentilerim azaldı. Türkçe kitapları yavaş yavaş dağıtıyorum. Bana bu kitapların hepsini okuyacak kadar ömür ver dediğim kitaplar bunlar. Kitapların hepsini dağıttığımda ömür de bitmiş olur mu? Herhalde o kadar olmaz, tekrar tekrar okuyacak bir iki tanesi kalır.