Perfectionism is the voice of the oppressor, the enemy of the people. It will keep you cramped and insane your whole life, and it is the main obstacle between you and a shitty first draft. I think perfectionism is based on the obsessive belief that if you run carefully enough, hitting each stepping-stone just right, you won't have to die. The truth is that you will die anyway and that a lot of people who aren't even looking at their feet are going to do a whole lot better than you, and have a lot more fun while they're doing it. -- Anne Lamott

Tim Ferriss'in yazarla yaptığı bir podcast bölümünde alıntıdaki ilk cümleyi farkettim. Yazınca alıntının tamamı geldi.

Mükemmeliyetçilik ezen tarafın sesidir, halkın düşmanının. Seni sıkıştıracak ve tüm hayatı dengesizleştirecek, seninle o boktan ilk taslak arasındaki asıl engel olacak. Mükemmeliyetçiliğin yeterince dikkatli koşar ve sekmen gereken tüm taşlardan dikkatle sekersen ölmeyeceğine dair o takıntılı inançtan kaynaklandığını düşünüyorum. Gerçekte ise ne yaparsan yap öleceksin ve senin kadar ayaklarının ucuna bakmayan insanlar da senden daha iyisini yapmış ve senden daha güzel yaşamış olacaklar.

Kendimle ilgili mükemmeliyetçiliklerim vardı. Hala var. Artık bunları farkettiğimde neden vereceğin emeğin yarısını vererek mükemmelin %80'ine razı olmuyorsun? diye susturuyorum. Hedefim mükemmel değil, mükemmel fikir, mükemmel yazılım, mükemmel babalık, mükemmel sevgili olmak değil, hedefim %80. Ona ulaştığımı, yeterince iyi, yeterince yeter olduğumu düşündüğümde şükredip, bugün de geçti demeyi tercih ediyorum.

Daha çok boktan ilk taslak yazarım inşallah. Zaten yazıların çoğu o safhada kalıyor.