Neyi kaybettiğini hatırlamak için kendini unutman gerekiyor. Kendini unutmak için de hatırlarını unutman. Kendini unutmadan neyi kaybettiğini bulamazsın, çünkü evvela düşüncelerin neyi kaybettiğini görmene engel.

Kendimle çok mu didişiyorum? Normalde böyle değilim. İnsanların çoğunun tuhaf bir gaflet içinde yüzdüklerini görüyorum. Ne kadar canlılar? Hayatlarında ne var? Ne kadar yaşıyorlar? Yaşamaktan ne anlıyorlar ve bu çeperin dışına çıkma ihtimalleri var mı?

Çok korku var. Sokaklardan korku akıyor. İnsanların yüzlerinden. Keder ve korku ile örülmüş bir dünyada geçirilen süre yaşamak sayılır mı?

Ömür tüketiyoruz. Ömür tükenen bir şey mi? Tükeniyor demek ki, kendini tüketiyor. Anlamını bırakıp dünyaya kendimizi salıveriyoruz. Hayatın kendisinden bir takım dalavereler görüyoruz, sonra bunları kabul ediyoruz. Nasıl olacak yoksa, hayatı nasıl anlayacaksın?

Kelimeler bizi yılgın duvarlara hapsediyor. Yıkanıyoruz, akıyoruz, kendimizi bırakıyoruz. Nasıl olacak? Ruhumuzu nasıl sağaltacağız?

İçimden geçenlerin ne kadar da sakinleştiğini, her şeyin yerine nasıl da oturduğunu görüp şaşırıyorum. Havada milyon dolarların uçuştuğu toplantılarda, ey zenginler, en zengininiz benim çünkü bu dediklerinizin hiçbirine ihtiyacım yok diyecek gibi oluyorum. Öyle toplantılar yok Allahtan, böyle ukalalıkları seven zengin de yoktur, eminim.

Farklı dünyaların farklı insanlarıyız. Dünya bizim hayatımızın başı ve sonu. Ruhumuzun ucu. Ucuzluk.

[Menfez] #kayıp #sokak #insanlar