Hayatıma gazete manşetlerini bile takip etmeyerek devam ederken, Amerika'daki Rus bir göçmen olan patronum, bir toplantıda Ukrayna ve Rusya'nın arası bozuk dedi. Ne kadar bozuk olabilir ki? dedim, savaş çıkabilir dedi. O kadaar? dedim. Bu da savaştan birkaç gün önce oluyor. Biraz haberleri okudum, Ukraynalı bir iş arkadaşım vardı, davet ettim ama gelmedi tabii. Sonra savaş çıkınca da davet ettim ama artık gelemez. Savaş haberlerini de artık onun mesajlarından takip ediyorum. Bugün Ruslar mahallesini bombalamışlar, internet bağlantısı kötüymüş.

Chicago Üniversitesi'nden John Mearsheimer'ın 2014'teki bir konuşması. Bunu Hacker News'te çok paylaştılar, ben de ne işim varsa bunu dinledim. Adam Ukrayna bizim işimiz değil, NATO'ya almaya çalışmayalım, Rusya'yı kafese almayalım falan diyor. Kendisi 19. yüzyıl kafasıyla düşünüyormuş ama Çin ve Rusya politikacıları da böyleymiş,onları daha iyi anlıyormuş, falan.

{{< youtube JrMiSQAGOS4 >}}

Why is Ukraine the West's Fault? Featuring John Mearsheimer

ABD'nin NATO vasıtasıyla yayılmacılığı doğru bir teşhis olabilir, ancak Rusya'nın bunun karşılığında Ukrayna'yla beraber kendini intihar etmesi doğru bir politika değil. Mearsheimer ve bunun gibi reelpolitik kafadakilerin, matbaadan sonraki en büyük zihin devriminin 21. yüzyılın başlarında yaşandığını ve iktidar ve meşruiyet gibi meselelerin sadece silahla çözülmesinin zor olduğunu anlamalarını beklerdim.

Generaller hep bir önceki savaşa hazırlanır diye bir laf vardır, kimse bir sonraki savaşın gerçekte nasıl cereyan edeceğini düşünmez. Tank/uçak doktrini İkinci Dünya Savaşı'ndan önce yoktu mesela, Hitler bunu ilk defa başarıyla uyguladı ama şimdiki savaş doktrinlerinde psikolojik operasyonlar, dronlar, robotlar, uydular ve ticaret de olmalı. Batı'nın aynı dille karşılık vermemesi Rusya'nın Ukrayna'daki heveslerini gerçekleştirebileceği anlamına gelmiyor. Ukrayna'daki direnişi kırmak için nükleer silah kullansa bile Batı aynı dille karşılık vermeyebilir çünkü artık doktrin değişti, insanları uzun süreler yönetmenin yolu onlara bir şekilde özgürlük hissi vermek. Bir toprak parçasını fethedince oradaki kaynaklar senin olmuş olmuyor, asıl kaynak artık insan ve onların doğru çalışması, yoksa tüm gaz, petrol ve buğday kaynakları elinde olsa da, gelecek o kadar da iyi gelmiyor.

Profesörler de hep bir önceki savaşı analiz ediyorlar. Bu kolay çünkü, sosyal bilim dedikleri şey bir takım olgulara, test edilmesi mümkün olmayan bir hikaye uydurmak. Bu hikayeler test edilemediği için yeriniz garanti, yanlış yapma imkanınız az. Mearsheimer da yanlış yapmıyor. Ancak söylediklerinin bir anlamı yok. Rusya'nın elinde NATO'ya karşı tek cihazı neden savaşmak olsun veya Ukraynalılar, Doğu Avrupa ülkeleri neden NATO'ya girmek konusunda istekli olsun? Savaş neden şimdi çıktı? Ukrayna ve NATO arasındaki ilişkiler bir süredir değişmediğine göre neden üç sene önce veya üç sene sonra değil? Ruslar Ukrayna'yı almak için bu kadar uğraşmaya değmeyeceğini bilmiyorlar mıydı?

Bu savaş bize de bir şeyler anlatmalı. Bir takım haritalar çizip mastürbasyon yapan adamlar bizde de mevcut. Eski hesapları görmenin, diyelim Selanik veya Kerkük'ü almanın, bilmemhangi Türkistan'la birleşmenin hayalini kuranlar bizde de var. Tüm dünya bize karşı burada da geçerli bir politik bahane.

Bunun sebebi de, meselelerin 19. yüzyılda takılı kalması. Düvel-i Muazzama kafası hala işliyor, biz de onlardan biri olacağız ve yedi deniz ve dört iklime yeniden hükmedeceğiz. Breh breh breh.

Teorik olarak mümkün tabii. Ancak bunun için etrafındaki topal devletlerle değil, dünya polisi ABD ile yarışacaksın. ABD'den daha verimli bir ekonomin olacak, onun 10 dolara malettiğini, sen 5 dolara maledeceksin ve onun 15 dolara sattığını, sen 8 dolara satacaksın. Bunun için de insanların birbirine daha güvendiği bir toplum lazım. Bu güven için de adalet lazım. Bir yere iş yaptığında paranı alabilmek bir sorunsa mesela, veya bir miktar başarılı olduğunda gerekli yerlere rüşvet vermediğin için başın belaya giriyor ve şirketin batırılıyorsa kimse böyle şeylerle uğraşmaz. Şahsen ben uğraşmıyorum mesela, bizzat Erdoğan'dan da destek görsem yarın kimin ne olacağı belirsiz bir Türkiye'de teknoloji işi yapmanın pek de manalı olduğunu düşünmüyorum.

Ayrıca bir de insanlara bu ülkede hayatınız daha iyi, daha kolay olacak, daha mamur şehirlerde, daha müreffeh yaşayacaksınız ve özgür hissedeceksiniz umudu lazım. Bu umudu sağlamak, dünyayı fethetmekten zor. Çünkü ölçülebilir bir şey, insanlar mutlu mu, mutsuz mu, geleceğe nasıl bakıyorlar, on yıl sonra hayatlarının şimdikinden daha iyi olacağını düşünüyorlar mı?