Bir yerde oturup karşılıklı telefon dürtükleyenleri görmek komik geliyor. Hayata telefonsuz katlanamıyoruz, birbirimize telefonsuz katlanamıyoruz, birbirimizin yüzünü göresimiz yok. Allah bizi bu telefonlu çağda yarattığı için müteşekkiriz.

Telefon bağımlılığı benim de bir derdim ama bir insanla oturduğumda, onunla konuşmak yerine video seyretmeyi seviyorsam, ya bende, ya iletişimimde bir sorun olduğunu düşünüyorum. Öyle zamanlarda gidip bir yerde kendi başıma oturup video seyretmeyi daha dürüstçe buluyorum, en azından konuşuyormuş gibi yapmayız.

Bir insanın telefondan ilginç olması zor. Sonu gelmeyen videolar var orada, karşında tanıdığın ve ilginçliği sınırlı bir surat. Dopamin seviyelerini gıdıklayan sosyal medyada, aynı anda sekiz kişiyle konuşup, her birinden layk alabiliyorsun. Karşındaki insandan layk almak ve bunu anlamaksa zor. Alsan da aynı insan olmasının layk konusunda marjinal faydası giderek düşük. Her an sana şiir yazsa da, bir süre sonra sıkılırsın.

Sosyal medyanın beni boş dopaminle doyurduğu zamanlarda, normal ilişkilere zaman ve emek harcayacak motivasyonumun olmadığını farkediyordum. Bu da benim gibiler için iki defa kayıp demek, dışadönükler dopamin takviyelerini alıncaya kadar benim gibiler sosyal aktiviteden fazlasıyla şişmiş ve uyuşmuş halde girecek bir delik arıyor.

Bu sebeple radikal içedönük biri olarak günlerimi az sayıda insanla görüşerek geçiriyorum. Sosyal engelli desek yeri.