Tasnif bekleyen blog yazıları
Yeni
Yevmiye - 12390
Kendimi yorgun hissettiğim zamanlar hep ölüm aklıma geliyor, belki düşüncemi oynatan adamın nasılsa öleceksin, kendini yorma demek isteyişi bu ancak ah, işte böyle.
Neler peşindeyiz, neler arıyoruz? Kendimi biraz daha uzaklaştırmak istiyorum insanlardan. Fikir adamı haline gelmek kadar tehlikeli bir şey yok, bir konuda fikrinin sorulmaya başlaması ve bilmiyorum, umurumda da değil diyecek kadar güçlü olmadığım için anlamadığım, düşünmediğim bir konuda insanların inanacağı şeyler söylemek. Bu tehlikeli bir durum.
Yazıyla beraber, yazıya karşı duyduğum yabancılık da arttı.
Yeni
Yevmiye - 12609
İnsanın yaşamak istediğinden emin olmayışı kadar, emin olması da problem mi? Nedir bizi hayata bağlayan iplik? O ipliği kalınlaştırmak veya inceltmek elimizde mi?
İnsanın kendinden başkasını sevmeyişi belki kendinden gördüklerini başkasında görmeyi istemesinden ve belki de kendide görmediklerini başkasında görmesinden.
Hume’la alakalı bir ders dinledim dün. iTunesU’daki bu dersleri sanırım podcast’lerden daha çok seviyorum. Hume’un anlam bloklarından bahsetti. İnsanın izlenim ve hayali arasındaki, düşünce arasındaki farkları gördüğünü, düşüncelerin izlenim ve hayale bağlı olduğunu anlattı.
Yeni
Yevmiye - 12610
/Yakarışlarımızı kimse duymuyor/ diye başladı sözlerine rahip. Sen duy, sen.
/Dudaklarımızı kimse ıslatmıyor/
/Bize hayat suyu ver/
/Bastığımız her yer diken/
/Toprağı bize yumuşat/
Hayata dair düşünmek ne kadar manasız olurdu? Bu bir soru. Manasız olur muydu? diye bir sorunun devamı. Ancak bu ilk soru da cevaplanmış bir soru değil tabii. Manasız olmaz diyenlerin ne kadar? sorusunu cevaplamasını beklemeyiz, ancak onların cevabını vermesi gereken manası nedir? sorusu daha can yakıcı.
Yeni
Yevmiye - 12612
Bugün Bursa’dan Ankara’ya şoförlük yaptım. Eskisi kadar hızlı değilim, hızlı olmak işime gelmiyor. Yarım saat, 45 dakikada bir arabadan indiğim 1 dakikalık (veya namazlarda daha uzun) molalar verdim. Yolcuları bilmiyorum ama beni daha az yordu.
Çalışırken yarım saatte bir yerimden kalkmaya çalışıyorum. Telefonda Clockwork Tomato <https://play.google.com/store/apps/details?id%3Dnet.phlam.android.clockworktomato&hl%3Den>__ diye bir program var, 28 dakika çalıştıktan sonra 7 dakika mola verdiriyor. Bu 7 dakikanın 1 dakikasını hareket etmeye ayırıyorum. Şimdilik elimden (daha doğrusu *tembelliğimden*) bu geliyor.
Yeni
Yevmiye - 12621
İnsanların birey birey haksızlığa uğratıldığından bahsetmek mümkün ancak toplumların haksızlığı uğradığından giderek daha az şüphe ediyorum. Toplum derken, yeterince büyük insan topluluğundan bahsediyorum. Allah’ın insan toplumlarına hakettiği ölçüde güç verdiğini ve haketmelerinin de bu gücü mümkün mertebe kontrol edecek derecede iyilik bahşettiğini düşünüyorum. Güç sahibi olmak isteyen, hayatın nereye gittiğini görüp, o yöne doğru iyi olsun.
Türklerde tarih karşısında haksızlığıa uğradıklarına dair bir düşünce mevcuttur. Bu bende yok. Ben bütün bu olanları hakettiğimizi düşünüyorum.
Yeni
Yevmiye - 12622
Zaman insanların ne dediğinden habersiz bir takım işaretler sunuyor. Yardım ettiğini sanıyor belki, belki engel oluyor. Zamanın nehrinde yunmuş olandan daha manalı olanı kimse bilmeyecek.
İnsanlığın doğruyu bulması, belki de ancak insanın kendini bulmasından ibaret olabilir mi?
Varlığın kendini cisimleştirmek istediğini ve bizim o cisimleştirmenin sonucu olduğumuzu düşündüm. Bu nasıl olur, neden olur? O varlık, var değildi, yok değildi. Var olmak istedi ve oldu, varlığı buldu ve yokluğu buldu.
Yeni
Yevmiye - 12630
Hamdolsun kafam büyük. Büyük derken içi. Çok geniş. Herkes sığmış. Kimse dışarda kalmamış.
Kainatın pek ekonomik bir çözüm olmadığı söylenir. İnsan için yaratılması sözkonusuysa gerçekten, yani, düşününce ufacık dünyanın üstündeki ufacık insanlar için bu kadar geniş kainata gerek yoktu. İsraf resmen. Sadece güneş sistemi yeterdi. O bile fazla.
Ancak bunun tek bir insan için olduğunu söyleyen, yani içimizdeki o duygu var ya, gördüğümüz, bildiğimiz her şeyin aslında sadece bizim için olduğunu söyleyen o duygu.
Yeni
Yevmiye - 12633
/İnşallah kınadıklarını yaşarsın./ İnsanın ömrünün ikinci yarısı, ilk yarısında kınadıklarını yapmasıyla geçiyor sanırım. benim kınadığım pek bir şey yoktu. O sebeple olacak, hayat bir durgunlaştı.
Can sıkıntısının en önemli kaynağı nedir? Hayatında ya çok kolay, ya çok zor problemler bulunması mı? İngilizin engaging dediği seviyede dertler lazım herkese, bir yandan çözebileceğine kanaat edeceksin, bir yandan da zorlayacak. Kendinden fazla emin insanlar, eğer numara yapmıyorlarsa, çok sıkılıyor olmalı.
Oyunları da böyle ayarlamaya çalışıyorlar.
Yeni
Yevmiye - 12634
Bugün gazete okurken, neden bu adamların ucuz fikirleriyle zamanımı öldürüyorum, diye bir düşünce gezindi kafamda. Sonra kendi elitliğime kızdım.
Ucuz fikirler. Bir gazetenin o gün için insanları oyalamaya yarayan ancak uzun bir düşünce süreci yürütülmemiş fikirleri. Bunları gereğinden fazla ciddiye alan çok insan var, bir de oralarda yazanların kendilerini önemli bir iş yapıyormuş gibi görmesi var. Bunların hepsi, bir noktada eğlencenin başka bir adı.
Gazete yazısı, ipso facto, ucuzdur. Ucuz olmak zorundadır.
Yeni
Yevmiye - 12636
Her gün okuduğum binlerce kelime arasından bir şeyler kalıyor aklımda, onları mı yazıya geçirmeliyim, pratik tavsiyelerde mi bulunmalıyım, korkularını rasyonel laflar üreterek bertaraf etmeye mi çalışmalıyım, sevinçlerini de benzer bir cynic akılla yere mi yıkmalıyım, kendi korkularımdan bahsedip onların artık kafamı daha az meşgul etmesini mi sağlamalıyım, yoksa hayatın her şeye rağmen güzel olduğunu anlatırsam dana anlamlı bir iş mi yapmış olurum?
Yürüyünce, çok yürüyünce kafamın içi biraz daha sıkışıyor. Eskiden fiziksel hareketle kafanın için arasında bir bağlantı olmadığına inanırdım.
Yeni
Yevmiye - 12636/2
İnsanların iyi iletişim kurabiliyor olması için içlerinde de iyilik olması gerektiği kanaati hasıl oldu bende. Bir de kitapçı gezdim ve orada AKP neden hep kazanıyor, CHP neden hep kaybediyor? diye bir kitap vardı, içini karıştırınca onunla bağlamak da geldi aklıma.
CHP kaybediyor çünkü tembel. Somut siyaset yapmak daha zor. İnsanlara somut hedefler sunmak, soyut bir takım ideallerden, ülkülerden, çağdaşlıktan, laiklikten bahsetmekten çok daha zor. Adam laf salatasıyla yeterince oy alabiliyorsa, neden somut olmaya uğraşsın?
Yeni
Yevmiye - 12638
David Ogilvy'nin kitabıyla ilgili temmuzun sonlarında yazılmış bir yazıyı yeni okudum. <http://www.brainpickings.org/index.php/2013/07/30/david-ogilvy-principles-of-creative-management/>__\ Böyle basit tavsiyeleri severim. Reklamcılık konusunda bir duayenmiş ve yaratıcılık gerektiren işlerde yönetimin nasıl olması gerektiği konusunda birkaç çift lafı var:
#. Tüm işlerinizde dürüst ve adil olun: Haksızlık ve sahtekarlık şirketin moralini bozar.
#. Arkadaşlar ve akrabalarınızı asla işe almayın.
#. Müzmin politikacıları kovun.
#. Kağıt üzerindeki harplere mani olun: İnsanların uyuşmazlıkları yüzyüze çözmesini teşvik edin.
#. Gizli kapaklı işleri caydırın.