Yazabilmek. Bunu yaptığımda ne kadar rahat ve iyi bir insan oluyorum. Yuları gevşetilmiş at gibi.

Herkesin bir meditasyonu var, benimki de yazmak, herhalde.

Devlet konusunda düşündüklerimi kağıda döksem mi, dökmesem mi? İnsanların devlet için kendini feda etmeyi normal saydığı zamanlardan geçiyoruz, beka meselesi insanların hemen her konudaki itirazlarına cevap. Eskiden Kemalistlerin mevzubahis vatansa diye başlayan diskurları vardı, şimdi de beka meselesi.

Naçizane bekamızın Kürtleri dövmekten geçtiğine inanmıyorum ama hadi, bir an için böyle olduğunu düşünelim. Bu memlekete 100 sene önce, ne akılla girdiğini hala çözemediğim bir savaştan mağlup ayrılmıştı. O zaman bile beka konusu bu kadar sakız olmamış gibi görünüyor. Bizi tamamen yok etmek istiyorlardı denebilirdi ama o zaman bile yapmadıklarına bakarak, bugün neden böyle bir işe kalkışacaklarının tahlilini ben yapamıyorum.

O zaman da, şimdi de, zenginlik ve güç organizasyon yeteneğinden, hayatın ve teknolojinin karmaşıklığını doğru yönetebilen organizasyonlar kurmaktan geçiyor. 80 milyon insan ihtiyaçlarını sağlayabiliyor musun veya ordunun falanca taburundaki, filanca birlikteki ihtiyaç kaç günde karşılanıyor? Teknolojin ne kadar iyi, savaş sürdüğün malzemeyi ne kadar ucuza mal ediyorsun? Bu gibi sıkıcı maddi meseleler kahramanlık destanları kadar ilgi çekmez ama galibiyetin kaynağı bu sıkıcı konular.

Bunların da iyi yapılması aslında ne kadar büyük bir toprak parçasına hükmettiğinizle alakalı değil. Toprak parçasının büyüklüğü, bazı zamanlar, devletin başına bela bile olabilir. Rusya gibi, korusan masrafı kurtarmayan, korumasan gururuna yediremediğin bitmez tükenmez topraklara sahip olmak da var.

O sebeple oyunu doğru yerden okuduğumuzdan emin değilim uzun zamandır. Zenginliğin ve gücün kaynağını doğru anlamadığımızdan emin değilim. Beka meselesi denildiğinde, o sebeple, hala pek inandırıcı bulamıyorum.

Bu tabii ki devletin yaptığı operasyonun haklı olmadığı anlamına gelmez, ancak biz artık kendi silahlarımızı denemek, etraftaki oluşum ihtimalini zayıflatmak, ordunun gerçek tatbikat yapmasını sağlamak gibi sebeplerle savaşıyoruz. Beka meselesi safhasını ve o korkuyu geçmiş olmamız lazım.